Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
“Her canlı ölümü tadacaktır. Herhalde kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatıcı bir metadan başka bir şey değildir.”
(Ali İmran, 3/185)
Hepimiz bir gün öleceğiz. Ama nefsimiz bir türlü ölmeyi kabul etmek istemiyor. Ölümü düşündüğümüzde kendi ölümümüzü değil, hep başkalarının öleceğini düşünüyoruz. Bu bir gaflettir. İnsanın eceli gizlidir. Onu Allah'tan başka kimse bilmez. Ecel ne bir dakika ileri, ne bir dakika ileri alınmaz. Bu Allah’ın ilmindedir. Bu ayeti aklımızın bir köşesinde tutalım. Hatta gözümüzün önüne asalım. Çünkü ölümü düşünmek kadar güzel bir nasihat olamaz.
Dünyanın aldatıcı lezzetlerinden, nefsin haram arzu ve isteklerinden ancak ölümü düşünerek uzaklaşabiliriz. Bizi dünyanın geçici eğlencelerine ve oyuncaklarına çağıran insî ve cinnî şeytanların şerlerinden ancak ölümü hatırlayarak yakamızı kurtarabiliriz. Bizi aldatıcı dünya zevklerine, eğlencelerine, ahlaksızlığa, hayasızlığa çağıran insanlara, “Kabir var. Ölüm var. Kabri ve ölümü yolumdan kaldırabilir misiniz? Eğer ölümü öldürüp şu yapmakta olduğum ve cennet cehenneme kadar gidecek olan yolculuğumuzu ortadan kaldırabilirseniz, haydi birlikte eğlenelim, günümüzü gün edelim, haram helal demeyelim. Ama eğer kaldıramıyorsanız, bu defa siz beni dinleyin. Ölümü öldürmek, kabri ortadan kaldırmak, yolculuğumuzu iptal etmek madem ki mümkün değil, o halde bizi sadece bu dünyaya geçici zevklere sürükleyen şeylere değil, hem dünyada hem de ahirette mutluk verecek şeylere yönelmemiz gerekir.”
Çünkü ölüm bir yok olma değildir. Ölüm ebedi bir hayatın başlangıcıdır. Sarhoşluğu bırakıp aklımızla ölümü düşünmeliyiz. Bu dünya hayatı aldatıcı bir metadır. Peygamberimizin (s.a.v) buyurduğu gibi, insan bir denize parmaklarını daldırsa ondan ne kadar su alabilir? Hiç. İşte sadece dünya için çalışanın sonunda elde edeceği böyle bir hiçtir. Ama bu hiçin ahirette zorlu bir hesabı olacaktır.
Şair ne güzel söylemiş:
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Ölümden kaçmak kimin haddine. O halde ölümden sonraki hayat için çalışmak en akıllıca iş olmaz mı?
www.muhabbetmedya.com