Emanete Hıyanet Etmemek Ne Demek? Nasıl olur?

Kur’an-ı Kerim, Ali İmran suresinin 75.ayetinde ehl-i kitap örneğinde emanete hıyanet eden ve etmeyen insanlardan bahsediyor. Peki, emanete hıyanet etmemek nasıl olur? Yani emanette emin olmak nasıl olur?

Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya

“Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle mal bıraksan, onu sana noksansız iade eder. Fakat öylesi de var ki, ona bir dinar emanet bıraksan, tepesine dikilip durmazsan onu sana iade etmez. Çünkü bunlar, “Ümmilerin malını almakta bizim için vebal yoktur” derler. Allah’a karşı da bile bile yalan söylerler.
(Ali İmran,3/75)

Bu ayeti bir sonraki ayet ile birlikte düşünmek gerekir. Cenab-ı Hak, Ali imran suresi 76’ın ayeti kerimede ise, “Hayır. (gerçek onların dediği gibi değil.) Her kim ahdini yerine getirir ve kötülükten sakınırsa bilsin ki Allah sakınanları sever.”

Kur’an ehl-i kitap örneğinde emanete hıyanet eden ve etmeyen insanlardan bahsediyor. Rivayete göre emanete riayet edenler Hristiyanlar, hıyanet edenler de Yahudilerdi. Yahudiler, “Biz Allah’ın sevgilileri ve çocuklarıyız” derlerdi. Kendi kendilerini böyle nitelendirerek kendilerine bir ayrıcalık atfediyorlardı. Bu yanlış düşünce ve inanış sonucunda kendi dinlerinden çıkan Yahudilerin mallarını kendilerine mübah görürler ve yerlerdi. Araplar onlara göre “ümmi” idi. Ve onların mallarını yemek de onlar için helaldi. Zaten onlara göre kendileri Allah’ın sevgilileri oldukları, Allah’ın çocukları oldukları için Allah onlara bir şey söylemez, onları hesaba çekmez, onlara ceza vermezdi. Onlar ancak kendilerine birkaç gün azabın dokunacağını iddia ederek haram yemeyi, hıyanet etmeyi bir alışkanlık, bir huy haline getirmişlerdi.

Halbuki bir sonraki ayette durumun onların zannı gibi olmadığı bildiriliyor. Allah ahdini yerine getirenleri ve müttaki olanları sever. Başta Tevrat olmak üzere Allah ile yaptıkları ahidlere, emanetlere riayet etmeyen insan kim olursa olsun Allah’ın sevmediği insandır. Bu olay, sadece bize bir tarihi hadise olarak anlatılmıyor.

Her toplumda emanete riayet eden ve hıyanet eden insanlar olur. Allah emanete hıyanet etmeyenleri, verdikleri sözleri tutanları, müttaki insanları seveceğini bildirerek gerçekten Allah tarafından sevilmek için nasıl bir ahlaki özelliğe sahip olunması gerektiğini bildiriyor.

Hadislerde münafığın üç alametinden birisinin de emanete hıyanet olduğu beyan ediliyor. Verdiğimiz sözde durmamak, emanete hıyanet etmek Allah’ın sevmediği bir davranıştır. Allah’ın sevmediği bir davranış insanlar arasında da sevilmeyen bir husustur.

Kimse sözünden cayan, hıyanet eden insanları sevmez. O halde Allah’ın sevgili kulu olmak istiyorsak, bize düşen Yahudilerin yaptığı gibi bu sevgiyi istismar etmek değildir. Allah bizi seviyor, o halde her türlü fenalığı yapalım. O bizim kusurumuza bakmaz anlayışı yanlış bir anlayıştır. Bize düşen Allah’ın sevgisini kazanmak için verdiğimiz sözde durmak, güvenilir bir insan olmaktır.

Hazret-i Muhammed (s.a.v) efendimiz, “Muhammedül Emin” idi. Yani Güvenilir Muhammed idi. Ve onu bu yönüyle müşrikler bile takdir ediyor, bütün mallarını getirip ona emanet ediyordu. Mekke’den Medine’ye hicret ederken hale üzerinde bazı emanetler vardı. Ve onları hazret-i Ali’ye sahiplerine verilmek üzere teslim ederek hicret etmişti.

Biz de onun Kur’an ahlakı olan bu ahlakı örnek alarak hem Allah hem de insanlar tarafından sevilen bir kimse olabiliriz.

Ya Rab. Bizleri sevdiğin amelleri yapmayı muvaffak kıl. Sevmediğin amellerden uzaklaştır. Bizi seni seven ve sevgisinin gereğini yerine getirerek senin tarafından da sevilen kullarından eyle.. Amin.

www.muhabbetmedya.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KUR’AN-I KERİM Haberleri