Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
“Bir peygambere, emanete hıyanet etmek yaraşmaz. Kim emanete hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir. Sonra herkese kazandığı tastamam verilir.”
(Al-i İmran, 3/161)
Bir münafık, Uhud savaşında kaybolan bir ganimet malını Hz. Muhammed’in (s.a.v) aldığını iddia etmişti. Bunun üzerine bu ayet indi. Elbette peygamberler devlet malı yemezler, yememişlerdir. Bu ayet sevgili Peygamberimizin böyle bir hainlikten uzak olduğunu bildiriyor. Bu konudaki hadisler idareci konumunda olanlara önemli mesajlar veriyor. Ayete göre devlete ait, kamuya ait bir malı alan ya da yiyen adam hainlik yapmıştır ve Allah’ın huzuruna bunun günahı boynuna asılmış olarak gelir. Yani yapılan bu haksızlık Allah tarafından bilinmektedir, ahirette mutlaka bunun cezası verilecektir. Bu yüzden devlet idaresinde görev yapan insanlar dikkatli olmalıdırlar.
Zekat toplayan bir sahabi peygamberimiz’e (s.a.v) geldi ve topladığı zekatları ona takdim ettikten sonra “bunlar da bana hediye edildi” dedi. Peygamberimiz (s.a.v) de, “Eğer sen babanın ya da ananın evinde otursaydın bu hediye sana verilir miydi?” diye sordu ve kıyamet gününde bu tür davranışlarda bulunanların günahları boyunlarında olarak Allah’ın huzuruna çıkacaklarını bildirdi.
Bir başka hadislerinde de, “zekat toplayanların hediye alması hainliktir” buyurmaktadır.
O halde devlet idaresinde bulunan insanların hediye almaları hainliktir. Devletin parasını suistimal etmeleri hainliktir. Devlet idaresinde görevli olmayan insanların da idarecilerle işbirliği yaparak devleti dolandırmaları en büyük hainliktir. Allah her türlü hainliği yapanları sevmez. Çünkü devlet malında herkesin hakkı vardır. Devlet malını yiyen bir insan, kul hakkını yemiş olur. Ama bunu da helallik dileyerek affettirmesi mümkün değildir. Çünkü herkesi tek tek dolaşması imkansızdır. Bu yüzden devlet malına göz dikmemek gerekir.
Bugün toplumda “köşeyi dön de nasıl dönersen dön” anlayışı yaygınlaşıyor. Ve devleti dolandırarak zengin olan insanlar bile “zengin” oldukları için insanlar tarafından itibar görüyor. O kişinin kendi elinin emeğiyle helal bir kazanç sağlayıp sağlamadığına bakılmıyor. Toplumda para en büyük değer olarak kabul edilince de herkes bu parayı bir şekilde elde etmek istiyor. Fakat Allah bunu hesabını bunu yapanlara soracaktır.
Türkçemize giren, “devlet malı deniz, yemeyen keriz” düşüncesi toplumu yanlış yönlendiriyor. İnsanlar gözünü devleti talan etmeye çeviriyor. Halbuki bu ayet, hain insanların Allah’ın huzuruna boyunlarında hainlik yaptıkları şeyin günahı asılı olarak çıkacağını beyan ediyor.
Allah bizleri her türlü hainlikten muhafaza etsin. Hainlik yapanları, sahtekar ve yağcı insanlar sevebilir. Bu sevgi kimseyi aldatmasın. Bu samimi bir sevgi değil, menfaat sevgisidir. Halbuki böyle bir hainlikte bulunanı Allah sevmeyeceğini beyan ediyor. Bu yüzden Allah’ın seveceği davranışları yapmaya gayret gösterelim. Çünkü bizi ahirette hesaba çekecek olan o insanlar değil, Allah’tır.
www.muhabbetmedya.com