Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
“İnkar edenler sanmasınlar ki, kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayırlıdır. Onlara ancak günahlarını artırmaları için fırsat veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.”
(Al-i İmran, 3/178)
Cenab-ı Hak biz insanları bir mucize olarak yaratmış, inanıp inanmama bakımından da serbest bırakmıştır. Kimi insanlar peygamberlerin çağrısına kulak verir iman yoluna gider, kimi insanlar da kulak vermez küfür yoluna gider. Cenab-ı Hak inkar yoluna giden insanlara verdikleri nimetleri dünyada geri almıyor. İnkar ediyor diye bir mucize göstererek onun canını almıyor. İnkar eden kişi de tıpkı iman eden kişi de hayatını sürdürüyor, dünya nimetlerinden istifade etmeye devam ediyor. Allah dileseydi elbette inançsız insanları dünyada bir dakika bile yaşatmazdı.
Eğer Allah katında fani dünyanın bir değeri olsaydı, kafirlere bir yudum su bile içirmezdi. Ama bu dünya bir sınav dünyasıdır. Bu yüzden Allah, inanmayan insanlara da hayat bahşederek onlara mühlet veriyor. Allah’ın inançsız insanlara mühlet vermesi tamamen hikmetinin gereğidir. Ayette bu hikmetlerden sadece birisi zikrediliyor. O da inançsız insanların işledikleri başta küfür olmak üzere büyük günahlarının artması ve sonunda ebedi cehenneme gitmeleri. Bu Allah’ın insanları cehenneme atmak istediğini göstermiyor. Allah aslında daha bu dünyada yaşarken bu gibi durumda olanları ikaz ediyor, uyarıyor.
Eğer bu şekilde aynı inatla, inanmamaya devam ederseniz, yaşadığınız hayatta sadece günahlarınız artar ve cehenneme tam ehil bir hale gelirsiniz, ebedi azab görürsünüz. Kim ebedi bir şekilde azap çekmekten hoşlanır? Gelin bunu iyi düşünün ve yol yakın iken bu inkar inatçılığından vazgeçin. Bu ayet inkarda inat eden insanların duygularına hitap ederek onları bu yanlışlardan vazgeçirmek istiyor. Ama bunları dinlemeyen insanların elbette ki inançsız olarak öldüğü takdirde gideceği yer ebedi cehennem olacaktır. Çünkü Allah’ı inkar eden bir insan, iradesiyle inançsızlığı tercih etmiş bir kimsedir. Bu inkara da devam etmek niyet ve kastında olan bir insandır.
İşte Kur’an inançsız insanların damarlarına dokundurarak onları daha yol yakın iken bu yanlış davranıştan vazgeçirmek istiyor. Eğer insan iradesini küfürden yana kullanmaya devam ederse, elbette onun günahı artacak ve onun yeri ebedi cehennem olacaktır. Çünkü hayatı inkar içinde geçmiş ve imansız olarak hayata gözlerini kapamıştır. Fakat aynı insan, Kur’anın bu irşatlarından faydalanır, iradesini imandan yana kullanırsa, bu durumda mümin bir kimse olur, Allah da onun geçmiş günahlarını affeder .Hayatını küfür içinde geçiren ve bu niyet ve kastta olan bir insanın dünya nimetlerinden faydalanması onun bir için bir hayır ve menfaat değildir. Çünkü geçicidir. İnançsız insanlar, bu dünyada kendilerinin nimetlere kavuşturulmalarını yanlış olarak değerlendiriyorlar. Halbuki Allah onlara mühlet veriyor.
Demek ki, inkarcı insanlar kendilerine farklı nimetler ihsan edilmesini, gittikleri küfür yolunun doğru olduğuna bir delil olarak görüyorlar. Şeytan onlara gittikleri küfür yolunu böyle süslüyor. Bu ayette Cenab-ı Hak inançsızlara veya o yolda gitmek isteyenlere önemi bir mesaj veriyor. O da inkarcıların sonunun ebedi bir cehennem olduğu mesajıdır. Ve onlara bununla sanki, “Gelin yol yakın iken dönün. Yarın pişmanlığınız fayda vermeyecek” mesajını veriyor. Allah bizleri küfürden, nifaktan uzak kılsın, küfre gitmeyi, ateşe atılmaktan daha kötü bir durum olarak idrak etmemizi nasip etsin. Amin.
www.muhabbetmedya.com