Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
“Onlara hidayet vermek senin üzerine borç değildir. Lakin Allah dilediğine hidayet verir. Hayır olarak harcadıklarınızın hepsi, kendiniz içindir. Yapacağınız hayrı, Allah rızası için yapın. Hayır maksadıyla verdiğiniz ne varsa, size tam olarak noksansız verilir ve siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.” (Bakara,2/ 272)
Bu ayetin mesajlarını iyi anlamak için nüzul sebebine bakmamız gerekir. Bu ayetin birkaç nüzul sebebi anlatılmaktadır. Peygamberimiz (s.a.v) bir defasında umre yapmak için Mekke’ye gitmişti. Yanındakiler arasında Hz. Ebubekir’in kızı Esma da vardı. Esma’nın annesi ve ninesi müşrike idi. Kızının Mekke’ye geldiğini duyunca annesi ve ninesi onu ziyaret etti ve kendilerine yardım etmesini istediler. Esma, “Siz benim dinimden değilsiniz. Hz. Peygamberden sorup cevap alıncaya kadar size bir şey vermeyeceğim” dedi. Hz. Peygambere sordu ve bunun üzerine yukarıdaki ayet nazil oldu. Bunun üzerine peygamberimiz de Esma’ya onlara yardım etmesini emretti.
Bir başka rivayete göre Ensar’ın Yahudilerden bazı hısım ve akrabaları vardı ve onları “Siz İslam’a girmedikçe size sadaka vermeyeceğiz. Yardım etmeyeceğiz.” dediler. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu.
Bir başka rivayete göre ise fakir Müslümanlar çoğalınca peygamber efendimiz (s.a.v) , kendisine muhalif olan müşriklere sadaka verilmesini menetti. Bununla onları ekonomik olarak kötü durumda bırakıp İslam’a girmelerini sağlamak istiyordu. Bunun üzerine ayet nazil oldu (Şeyh Zade,I. S.584). Bu nüzul sebepleri bize şunu gösteriyor, sadaka Allah rızası için verilir. Kime verilirse verilsin, Allah sadakanın mükafatını af ve bağışlama suretiyle verecektir. İnsanları hidayete erdirmek, İslam ile şereflendirmek böyle zorlama yöntemleri ile olmaz. Yakın akrabaya iyiliği kesmek değil, onlara iyilik yapmak, onları İslam’a ısındırır. İslam’ın güzelliklerini insanlar ancak yapılacak iyiliklerle anlarlar. İnsanın akrabası müşrik de olsa, ona iyilik yapmayı ihmal etmemelidir. Burada ihmal ötesinde bu durumdaki akrabalara yardım edilmesinin doğru bir davranış olacağı beyan ediliyor.
Günümüze geldiğimizde, akrabalar arasında dindar ve dindar olmayan kimseler vardır. Burada sadakada yardımda ölçü, dindar ya da dindar olmama değil, insan olma ve muhtaç olmadır. Biz dindar olmayan akrabaya da, dindar olan akraba kadar itina gösterip yardım etmeliyiz. Önemli olan bizim Allah rızası için yardım etmemizdir. Arkasında başka hiçbir menfaat beklemememizdir. “Ekonomik olarak zorluk çeksin; sonra dindar bir insan olur, biz de yardım ederiz” diye düşünmek hidayeti insanın kendisinin vereceğini zannetmesidir. Bu yanlıştır. Hidayeti verecek olan, insana doğru yolu gösterecek olan Allah’tır. Kişi de kendi cüzi iradesini sarf etmek zorundadır. Allah bizleri sadece kendi rızası için iyilik yapan insanlardan eylesin.
www.muhabbetmedya.com