Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
Yüce Allah Bakara suresi 143. Ayetinin sonunda şöyle buyuruyor:
“…Allah sizin imanınızı asla zayi edecek değildir. Şüphesiz Allah bütün insanlara Rauf ve Rahimdir.”
(Bakara:2/143)
Yüce Allah kendisine iman eden, şirkten uzaklaşıp tevhit inancını seçen hiç kimsenin imanını zayi etmez. İman ile birlikte işlediği salih amellerini de zayi etmez. İmanı ve ameli zayi etmeyen Yüce Allah, onları Hafiz ismiyle koruma altına alır ve kaydeder ve yaptığı bütün iyiliklerin karşılığını verir.
Bu ayette ayrıca Cenab-ı Hakk'ın iki güzel ismi zikrediliyor. Bunlar da “Rauf ve Rahim” isimleridir. Burada iki ismin hiçbir ayrım yapmaksızın bütün insanlar üzerinde tecelli ettiği ifade ediliyor. Bu ayette insanlar Allah’ın bu iki isimden önce zikredildiği için bu iki isim daha çok insanlar üzerinde tecelli ettiği söylenebilir.
Rahim, rahmet kelimesinden gelmektedir. Çok şefkat eden, çok ihsan eden, çok seven anlamlarına gelir. Rauf da, şefkatin daha ileri boyutunu ifade etmektedir.
Allah’ın şefkati ayrım yapmıyor
Yüce Allah yarattığı bütün canlı cansız varlıkları sevdiği, şefkat ettiği gibi bütün insanları da seviyor ve onlara sonsuz şefkatini tecelli ettiriyor. İster putperest olsun, ister ateist olsun, ister Yahudi, ister Hristiyan, ister Budist olsun ister hiçbir dine mensup olmasın, Allah bütün yarattığı insanlara ihsan ve ikramlarda bulunarak sevgi ve şefkatini gösteriyor.
Hepimizin yaratılış olarak güzel yaratılmamız onun sonsuz sevgi ve şefkatinin bir yansımasıdır. Hayatımızın bir irademiz dışında canlılığını devam ettirmesi onun sonsuz sevgi ve şefkatini gösteriyor. Güneşi bize bir lamba ve soba gibi yapması, dünyayı içinde yaşanabilir bir şekilde dizayn etmesi, gökten yağmurlar göndermesi, bu yağmurlar sebebiyle sayısız sebze ve meyveleri ihsan ve ikram etmesi onun sevgi ve şefkatinin tezahürleridir.
Dikkat edilirse onun Rahim ve Rauf olması bütün insanların hepsini kapsıyor. Ateizmi seçen bir kimseye “su göndermiyorum, rızık vermiyorum” demiyor. Çünkü böyle olduğu takdirde, ateist yanlış yolda gittiği anlar ve kendi iradesini kullanmadan Allah’a inanır. Halbuki iman insanın kendi iradesini kullandıktan sonra Allah’ın o insanın kalbine ilka ettiği bir nurdur. Bu özgür iradenin ortadan kalkmaması ve imtihan sırrının bozulmaması için Allah bütün insanlara şefkat ve merhametini gösteriyor. Bu, inançsızların Allah katında değerli olduklarından değil, onlara dünya hayatında biraz daha mühlet vererek, Allah’ın bu sevgisinin farkına varıp inanca dönmelerini sağlamak maksadıyla böyle oluyor.
Allah’ın şefkat ahlakını nasıl yansıtabiliriz?
O halde Allah’ın bu ayrım yapmayan şefkat ve sevgisi, Onun ahlakıdır, onun vasıflarıdır. Biz de o vasıflarla vasıflanmaya çalışmalıyız. Bu isimlerden hisse almak istersek, insanlara iyilik yaparken ayrım yapmamalıyız. Herkesi her şeyden önce “insan” olduğundan, Allah’ın yarattığı bir kişi olduğundan dolayı sevmeliyiz. Bu sevgimiz onların dinsizliklerine, ya da farklı dinlerine değil, insan olmalarınadır. Şefkat sırrına ermek çok önemlidir. Şefkatin en güzel tezahürü de karşılık beklemeksizin insanlığa yaptığımız iman hizmetidir. İnsanların imanlarını kurtarmak için çalışmaktır.
Günün Duası
Ya Rabbi. Sen bizleri Merhamet ve ihsanının farkında olan, insanlara ayrım yapmadan iyilik yaptığını bilen ve bu bilinçle insanlığın imanını kurtarmak için hizmet eden şefkatli ve merhametli insanlardan eyle. Amin.
www.muhabbetmedya.com