Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
Kim bir kötülük yaparsa onun cezasını görür ve kendisi için Allah'tan başka dost da, yardımcı da bulamaz.
Nisa, 4/123.
Bu ayet nazil olduğunda peygamber efendimiz (s.a.v) Hz. Ebu Bekir’e, bu ayeti okuyup okumadığını sordu. O da “Okudum” diye cevap verdi. Ancak ayetin kendileri için çok ağır olduğunu söyledi. Peygamberimiz (s.a.v), “Neden Ya Ebu Bekir?” diye sorunca da, “Hangimiz kötülük yapmıyoruz ki, şimdi her yaptığımız kötülüğün cezasını görecek miyiz?” diye sordu. Bunun üzerine peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdular:
“Sen ve arkadaşların müminlersiniz. Sizin hatalarınız dünyada cezalandırılır. Fakat diğerlerinin yaptıkları kötülükler toplanır ve kıyamet gününde cezalandırılır.”
(İbn-i Kesir, I.s.680)
Bir başka hadislerinde, “Bu ayet ne kadar şiddetli” diyen Hz. Ebu Bekir’e şöyle buyurmuştur:
“Dünyada Musibetler, hastalıklar ve hüzünler insanın yaptığı kötülüklerinin cezasıdır.”
Bu ayeti okuyan bir sahabi, “Her kötülüğümüzden dolayı ceza mı göreceğiz. Biz helak olduk” deyince, peygamberimiz (s.a.v):
“Evet mümine kötülüklerinin cezası dünyada verilir. Nefsinde, bedeninde kendisine eziyet veren şeyler onun cezasıdır” buyurdular.
(İbn-i Kesir, I.s.681.)
Bir başka hadis-i şeriflerinde ‘insanın günahları kalmayıncaya müminin sıkıntılarının devam edeceğini’ beyan buyurmuşlardır.
“Kulun günahı çoğaldığı zaman ve günahına keffaret olacak bir şey de yoksa, Allah mümini hüzünle imtihan eder ve o günahına keffaret olur.”
(A.g.e. s.681)
Hadislere göre insanın başına gelen her türlü felaket, ayağına bir dikenin batması bile günahlarına keffarettir. Musibetin, hastalıkların, sıkıntıların büyük bir kısmı günahlara keffaret noktasına bakıyor.
Bu yüzden bu dünya müminin zindanı, kafirin ise cennetidir. Yani ahirette müminin göreceği nimetlere göre dünyadaki sıkıntılar ona dünyayı adeta zindan gibi yapacaktır. Ama inançsız bir insanın gidince ahirette göreceği cezalara göre bu dünya bir cennet gibidir.
Bu ayet aynı zamanda kafirlerin de küfür, şirk ve inkarlarının cezalarını ahirette çekeceklerini gösteriyor. Çünkü bunlar Allah’ın affetmeyeceği büyüklükte suçlardır. Bu tür büyük suçlar mahkeme-i kübra’da dava edilecek ve ebedi cehennem hükmüyle sonuçlanacaktır. Müslümanların dünyada çektikleri sıkıntılar, üzüntüler, belalar ve felaketler de günah ve hatalarına keffaret olmaktadır. Tabii bunu bilmek ve musibetlerde isyankar değil, sabır içinde şükretmek kaydıyla...Allah bizleri musibet ve felaketlerin anlamlarını bilen, sabreden ve şükreden kullarından eylesin. Amin.
www.muhabbetmedya.com