John Nelson, California eyaletine bağlı San Diego’da dünyaya geldiğini, bir Katolik olarak büyüdüğünü, 8. Sınıfta iken papaz olmaya karar verdiğini dile getirerek, 2010 yılında ise Müslüman olduğunu söyledi. John Nelson onu müslümanlığa götüren hikayesini şöyle anlattı:
Ben bir gece yalnız başıma uyurken bir ses duydum. Birisi yüksek sesle bana İngilizce olarak “pray” dedi. Yani “dua et”. Böyle bir durum ilk defa başıma geliyordu. “Tamam” dedim ben de. Sonra kendi kendime “Ben nasıl dua edeceğimi bilmiyorum ki “diye düşündüm. İki fikir aklımdan gelip geçiyordu. Birisi buna inanmamı diğeri reddetmemi söylüyordu. Sonra ben tekrar uyudum. ”
Rüyasındaki ses, “Oku” diyordu.
Birkaç hafta sonra gece uyurken aynı sesi bir daha duydum. Ancak bu sefer “read” yani “oku” diyordu. Benim masamda bir Kur’an vardı bir çalışma arkadaşım bana vermişti. Ara sıra okuyordum ve gece boyunca o Kur’an’a bakıyordum. Bir müddet sonra okumaya bırakmıştım Kur’an’ı öyle bırakmıştım. O gece “oku” sesini duyunca kalktım, ışığı yaktım ve tekrar okumaya başladım. Sonra kendi kendime bu sadece çalışma zamanım ile uyku arasında geçen zamanda rahatlamak için okunacak bir şey değildir diye düşündüm. Bu kitapta bir şey var ve sen okumaya ihtiyaç duyuyorsun. Bu kitabın bulunma sebebi bu ihtiyaçtır. Bu benim, yetişkin bir birey olarak Yüce Allah ile ilişkimin başlangıcını oluşturuyor.
İslâm’ın prensipleri yanlış yere götürmez
Bu aynı zamanda benim kim olduğumu, Allah’ın kim olduğunu anlamaya başladığım zamandır. Benim için islamın sağladığı fayda direction (yön) ve connection (bağ, rabıta) şeklindedir. Çünkü ben biliyorum ki, ben bu dinin ruhu olan prensiplerini takip ettiğim zaman yanlış yere gitmem. Benim en çok önem verdiğim şey ailemdir. Eve döndüğümde uzun süre eşime bu konuyu açmadım ve onunla hiç tartışmadım. Üç haftada bir eve dönüyordum. Ona bir defasında gittiğimde Müslüman olduğumu söyledim. O da “bunu bana söylememiştin” dedi. Ben de “Bu senden izin almam gereken bir şey değildi” diye cevap verdim. Çünkü Allah benim kalbime bir kapı açmıştı. Kalp açıksa hidayet gelir, kapalı ise gelmez.
Ben islâmı bilen ama geri duran insanlara şunu söylüyorum: “İçinizdeki sesi duyun ve o sesi takip edin, o sese güvenin. O ses seninle Allah arasındaki bağı kuracak olan sestir.”
Bu hikaye, insanın iradesini, kişinin hidayete ermesinde, mümin olmasında ne kadar önemli bir role sahip olduğunu gösteriyor. John’un dediği gibi insanın kalbi açık olmalıdır. Kalp kapısını açık bırakan ise insanın iradesidir.
www.muhabbetmedya.com