Unutulan bir sünnet: Az Yiyip içmek

Unutulan önemli sünnetler arasında yer alan az yiyip içmek ile ilgili hadis-i şerifler maddî manevî sağlığın, afiyetin formülü veriyor...

Said Ali Ümit - Muhabbet Medya

Peygamberimiz (s.a.v.) az yemekle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

“Sizin Allah’a en sevimli olanınız az yiyip içen ve bedence hafif olandır.”
(Camiüssağir, I,s.86)

Bir başka hadislerinde ise, “Âdemoğlu, mideden daha şerli bir kap doldurmaz. Âdemoğluna belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterlidir. Ancak ille de -mideyi dolduracaksa- bari onu üçe ayırsın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefesine!..” (İbn-i Mace, Yiyecekler 50/3349; Tirmizi, Zühd 47/2381)” buyurmaktadır.

Bu hadis-i şerifler maddî manevî sağlığın, afiyetin formülü veriyor. Bunu da sağlamak için Allah’ın az yiyip içen ve bedence hafif olan insanları seveceğini beyan ediyor.

Bu hadis-i şerifler her şeyden önce insana her şeyde olduğu gibi yeme içme hususunda da kendisini kontrol etmesini tavsiye ediyor. İnsanın kendisini kontrol etmesinin en zor olduğu durumlardan birisi de yeme içme hususundadır. Çünkü Allah insana çok iştihalı bir mide vermiş ve bu midenin isteklerine uygun olarak da sayısız, çeşit çeşit lezzetlerde cazip nimetler yaratmıştır.

İnsanın günümüzde karşılaştığı en önemli sorunların başında bu cazip, güzel yiyeceklere karşı kendisini tutması, kendisini kontrol edebilmesi geliyor. Birçok insan, ne yaptığının, ne yediğinin farkında değildir. Kendi bilincinde olmadan yiyor içiyor.

Çünkü aslında insanın hayat tarzını da bu güzel yiyeceklere karşı tavrı belirliyor. Kendimizi yiyeceklere karşı kontrol etmemizi sağlayacak sebeplerin başında, Allah’ın bir çok hususta olduğu gibi yeme içme hususunda da israf edenleri sevmediğini, az yiyip içenleri sevdiğini bilmek geliyor. Her şeyden önce Allah’ın sevgisini kazanmak için insan yemesine içmesine dikkat etmelidir.

İkincisi, dünyanın doyma yeri değil tat alma yeri olduğunu da bilmeliyiz. İnsanda doymak bilmeyen bir hırs vardır. Bu yeme içme hususunda da öyledir. Ama insan günde yüzlerce kilo yiyecek yiyen bir hayvandan farklıdır. Bu farkın bilincinde olmalıyız. İnsanın görevi, Allah yaratmış olduğu yiyeceklerin tatlarına bakıp çeşitlerini anlamak, Allah’a şükretmek, o nimetlerin daha güzellerini ebedi hayatta bize ikram etmesini ondan ümit etmektir.

Üçüncü olarak az yiyip içmenin peygamberimiz’in (s.a.v) sünneti olduğunu düşünmeliyiz ve onun sünnetine uyarak az yemeliyiz. Peygamberimizin (s.a.v) günde bir öğün, bazen de iki öğün yediğini biliyoruz.

Dördüncü olarak çok yemenin insan hayatı için ciddi bir risk olduğunu düşünmeliyiz. Sağlık problemlerinin çoğu abur cubur yemekten, önüne ne gelirse ayrım yapmadan tıkınmaktan meydana geliyor.

Beşinci olarak çok yemenin çok uyumaya sebep olduğunu ve insandaki şehvanî arzuları galeyana getireceğini düşünmeliyiz. Halbuki az yemek az uyumaya, o da ilimle meşgul olmaya sebep olur. İlim de insanın imandan ve duadan sonra bu dünyaya gönderiliş amaçlarından birisidir. İnsanlara yemek anlık zevk verir, ilim ise sonsuz manevî lezzet verir.

Az yemenin zenginlik fakirlikle de alakası yoktur. İnsan zengin de olsa fakir de olsa az yemeye alışmalıdır. Arta kalan para ile de aç olan insanların karnını doyurmak gerekir. Her gördüğü lezzetli yiyeceği yönelen ve kendisini kontrol edemeyen insan, diğer arzu ve isteklerini de kontrol etmekte zorlanır. Bu yüzden bir büyük islam aliminin bildirdiği gibi insan lezzetli yiyecekleri çarşıda gördüğü zaman hemen almamalı, “Sanki yedim” diye düşünmelidir. Ve onun parasını diğer cebine koyarak biriktirdiği paraları yoksul insanlara vermelidir.

Resulullah zamanında Arabistan’a İran’dan bir doktor gelmişti. Fakat günlerce beklediği halde kendisine hastalıktan şikayet eden kimse gelmedi. Bunun üzerine peygamberimize bunu sorunca şu cevabı aldı: “Benim ashabım iyice acıkmadan yemek yemezler. Yedikleri zaman da tıka basa yemezler, daha iştahları varken yemekten kalkarlar.” İranlı doktor heyecanlandı ve “İşte sağlığın şartı budur” dedi.

Yemede içmede sünnet üzere yaşadığımız zaman dünyanın en sağlıklı ve en mutlu insanı olacağımızdan emin olmalıyız.

Allah’ım! Sen bizleri yemede içmede israf etmeyen, az yiyip içen, yiyip içtiklerinin şükrünü eda eden sevdiğin insanlardan eyle. Amin.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

HADİS-İ ŞERİF Haberleri