Amellerimiz ve niyetlerimiz

Niyet etmek, insanın bir şeyi yapmaya karar vermesidir. Bu yüzden niyetlerimiz önemlidir. İnsan çoğu zaman her hangi bir şeyi düşünür, hayal eder ve niyet eder.

“Ameller niyetlere göredir. Muhakkak ki her insan için niyet ettiği şeye ulaşır. Kimin hicreti Allah ve Resulü için ise, onun hicreti Allah ve Resulünedir. Kimin hicreti dünyaya ise ona ulaşır. Kimin hicreti bir kadına ise onu nikah eder. Kişinin hicreti hicret ettiği şeyedir.”(Buhari, İman: 41; Müslim, İmare: 155; İbni Mace, Zühd: 26.)

Niyet etmek, insanın bir şeyi yapmaya karar vermesidir. Bu yüzden niyetlerimiz önemlidir. İnsan çoğu zaman her hangi bir şeyi düşünür, hayal eder ve niyet eder. Niyet akılla ve kalple yapılan bir şeydir. Niyet bir anlamda da bir şeyi yapmayı planlamaktır. Bu ister dünyevi ister uhrevi bir iş olsun fark etmez. Hadis-i şerif insanın niyetinin önemine işaret ediyor. Bu yüzden kafamızdan geçenler, planlarımız bizim hayatımızı şekillendirecek hususlardır.

“Ben iyi bir insan olacağım” diye düşünen bir insan, bunu sık sık söyler ve Allah’a da “beni iyi bir kul yap Ya Rabbi” diye dua ederse, o insan iyi bir insan olur. Önemli olan iyi bir insan olmayı istemektir. Allah için bir iyilik yapmaya niyet eden bir kimse o iyiliği yapar. Bir kadınla evlenmeye niyet eden kimse genellikle onunla evlenir. Bu yüzden müminin niyeti amelinden daha hayırlıdır denmiştir. Çünkü insanın yapacağı amel onun niyetiyle alakalıdır.

Her zaman güzel niyet içinde olmak

Diğer taraftan bir kötülük yapmaya niyet eden ve o kötülüğe iradesiyle yönelen bir kimse o kötülüğü yapar ve yaptığından da sorumludur. O halde bu hadis bize, her zaman güzel niyetlerde bulunmamızı istiyor.

“Peygamberimiz s.a.v. efendimiz bir hadis-i şeriflerinde, “Şüpheniz Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Ancak amellerinize ve kalblerinize bakar.” Buyurmaktadır. O halde insanın kalbiyle yaptığı niyet ve bu niyete göre amel etmesi önemlidir. Buna göre gösteriş niyetiyle yapılan bir ibadetin hiçbir değeri yoktur. Bu yüzden nifak küfürden daha kötü olarak ifade edilmektedir. Çünkü burada bir niyet problemi vardır. Münafık kişinin niyeti imansızlıktır ama Müslümanlardan maddî menfaat elde etmek için onlara mümin imiş gibi gözükür. Bu durumda o insanın niyeti önemlidir. Fakat bizler, insanları niyetlerine göre değil, zahirde yaptıkları amellere göre değerlendiririz. Niyet sorgulaması bizim işimiz değildir. O Yüce Allah’ın görevidir. Bu yüzden “niyet bir ruhtur, o ruhun ruhu da ihlastır” denmiştir.

Diğer taraftan niyette adetleri ibadete çevirecek bir iksir de vardır. Farz namazlarını kılan bir insan, güzel bir niyetle adetlerini ibadete çevirebilir. Bunun için yaptığı dünyevi amellerde elinden geldiği kadar sünnete riayet etmesi gerekmektedir. Dünyevi normal bir ameli, peygamberimizin (s.a.v.) yaptığı gibi yapan bir kimse bundan sevap kazanmaktadır. Böyle bir niyetle insan hayatının tamamını kendisine sevap kazandıran bir fabrika haline getirebilir.

Yine bu niyet sebebiyledir ki, Allah yolunda cihada çıkan bir er, başkalarının altmış senede kazanamadığı sevabı kazanır, beş dakikada şehitlik gibi yüksek bir makama erer. Herkesin sefahate, günaha daldığı, dini, imanı son plana attığı, bütün duygularıyla dünyaya yöneldiği günümüzde de yüz şehidin sevabını kazanmak mümkündür. Çünkü Allah Resulü, “Kim ümmetiminin bozulduğu bir zamanda sünnetime sarılırsa yüz şehid sevabını kazanabilir” buyurmaktadır.

Hadiste niyeti dünya olanın dünyaya, niyeti kadın olanın kadına kavuşacağının bildirilmesi de niyetin amellerin ruhu ve özü olduğunu açıkça göstermektedir. Resul-ü Ekrem (s.a.v.) bu hadislerini şöyle bir hadise üzerine söylemişti. Ümmü Kays (r.a) isimli bir sahabi kadına, birisi evlenme teklifinde bulundu. Fakat o, adama eğer Medine’ye hicret ederse evlenebileceğini söyledi. O da kabul etti. Ümm-ü Kays hicretini Allah ve resulü için yaparken kocası, evlenmek niyetiyle yapmıştı. Bunun üzere Peygamber efendimiz (s.a.v.) bahsi geçen hadislerini söylemişlerdir.

O halde yaptığımız güzel amellerde niyetimiz Allah rızası olmalı ki, sevaplarına nail olalım. Başka niyetler içinde olursak yaptığı ve salih zannettiğiniz amellerin Allah katında hiçbir kıymeti kalmaz.

www.muhabbetmedya.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

HADİS-İ ŞERİF Haberleri