Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin müellifi olduğu Risale-i Nur’dan maddi ve manevi hayatımıza rehberlik edecek vecizeler… (Düzenli olarak güncellenmektedir)
141
Hazırlayan: Ekrem Uçar
"Ey insan, düşün! Sen alaküllihal öleceksin. Eğer nefis ve şeytana tâbi isen, senin komşuların, belki akrabaların, senin şerrinden kurtulmak için mesrur olacaklar."
Lem’alar,13.Lem’a, 12.İşaret - Bediüzzaman Said Nursi
241
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Meşhurdur ki, bir zaman İslâm kahramanlarından ve Cengiz’in ordusunu müteaddit defa mağlûp eden Celâleddin-i Harzemşah harbe giderken, vüzerâsı ve etbâı ona demişler: "Sen muzaffer olacaksın. Cenâb-ı Hak seni galip edecek." O demiş: "Ben Allah’ın emriyle, cihad yolunda hareket etmeye vazifedarım. Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmam. Muzaffer etmek veya mağlûp etmek Onun vazifesidir."
Lem'alar, 17.Lem’a, 135 - Bediüzzaman Said Nursi
341
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Zaman gösterdi ki cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil.”
Mektubat, Hakikat Çekirdekleri, 38 - Bediüzzaman Said Nursi
Lem'alar, Yirmi Beşinci Lem'a, Altıncı Devâ - Bediüzzaman Said Nursi
541
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Kim bir şeyde çok tevaggul etse, galiben başkasında gabîleşmesine sebebiyet verir. Bu sırra binaendir ki, maddiyatta tevaggul eden, mâneviyatta gabileşir ve sathî olur. “
(Risale-i Nur, Muhakemat) - Bediüzzaman Said Nursi
641
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Zira helal dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur.”
Sözler, 6.Söz - Bediüzzaman Said Nursi
741
Hazırlayan: Ekrem Uçar
"Gençlik hiç şüphe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi katiyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek."
(Şualar, 11.Şua, Beşinci Mesele) - Bediüzzaman Said Nursi
841
Hazırlayan: Ekrem Uçar
"Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız !.."
Sözler - 10. Söz - Bediüzzaman Said Nursi
941
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Bir lokma kırk paraya, diğer bir lokma on kuruşa... Ağıza girmeden ve boğazdan geçtikten sonra birdirler. Yalnız birkaç saniye ağızda bir fark var. Müfettiş ve kapıcı olan kuvve-i zâikayı taltif ve memnun etmek için birden ona gitmek, israfın en sefîhidir. “
Mektubat - Hakikat Çekirdekleri - Syf:460 - Bediüzzaman Said Nursi
Mektubat-Hakikat Çekirdekleri - Bediüzzaman Said Nursi
1141
Hazırlayan: Ekrem Uçar
'İnsan, şu kainat içinde pek nazik ve nazenin bir çocuğa benzer: Zaafında büyük bir kuvvet ve aczinde büyük bir kudret vardır.'
Sözler - Bediüzzaman Said Nursi
1241
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Sivrisineğin gözünü halk eden, güneşi dahi o halk etmiştir. Pirenin midesini tanzim eden, manzume-i şemsiyeyi de o tanzim etmiştir.”
Mektubat - Hakikat Çekirdekleri - Bediüzzaman Said Nursi
1341
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Baharı icad etmeyen, bir elmayı icad edemez. Zira o elma, o tezgâhta dokunuyor. Bir elmayı icad eden, bir baharı icad edebilir. Bir elma bir ağacın, belki bir bahçenin, belki bir kâinatın misal-i musağğarıdır.”
Sözler, 10.Söz, 122 - Bediüzzaman Said Nursi
1441
Hazırlayan: Ekrem Uçar
"Medeniyet ise, kadınları yuvalarından çıkarıp, perdelerini yırtıp, beşeri de baştan çıkarmıştır."
Sözler, Yirmi Beşinci Söz, Birinci Şule, Üçüncü Şua, İkinci Cilve - Bediüzzaman Said Nursi
1541
Hazırlayan: Ekrem Uçar
'Hissiz, şuursuz toprak sizin rızkınızı düşünüp şefkat etmek kabiliyetinden pek uzak olduğundan, toprak kendi kendine açılmıyor; Birisi o kapıyı açıyor, nimetleri ellerinize veriyor'
Sözler - Bediüzzaman Said Nursi
1641
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Şemsin feyz-i tecellîsi olan timsali(yansıması), denizin sathında(yüzünde) ve denizin katresinde aynı hüviyeti(özellikleri ve etkiyi) gösteriyor.”
'Hiç mümkün müdür ki: bir saltanat, bahusus böyle muhteşem bir saltanat, hüsn-ü hizmet eden muti'lere mükafatı ve isyan edenlere mücazatı bulunmasın. demek başka bir yerde bir mahkeme-i kübra vardır.'
Sözler - Bediüzzaman Said Nursi
1841
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Bir zaman, Hazret-i Gavs-ı Âzam (k.s.) Şeyh Geylânî’nin terbiyesinde, nazdar ve ihtiyare bir hanımın birtek evlâdı bulunuyormuş. O muhterem ihtiyare, gitmiş oğlunun hücresine, bakıyor ki, oğlu bir parça kuru ve siyah ekmek yiyor. O riyazattan zaafiyetiyle, validesinin şefkatini celb etmiş. Ona acımış. Sonra Hazret-i Gavs’ın yanına şekvâ için gitmiş. Bakmış ki, Hazret-i Gavs, kızartılmış bir tavuk yiyor. Nazdarlığından demiş:
"Yâ Üstad! Benim oğlum açlıktan ölüyor; sen tavuk yersin!" Hazret-i Gavs tavuğa demiş: "Kum biiznillâh!" O pişmiş tavuğun kemikleri toplanıp tavuk olarak yemek kabından dışarı atıldığını, mutemet ve mevsuk çok zatlardan, Hazret-i Gavs gibi kerâmât-ı harikaya mazhariyeti dünyaca meşhur bir zâtın bir kerameti olarak, mânevî tevatürle nakledilmiş. Hazret-i Gavs demiş: "Ne vakit senin oğlun da bu dereceye gelirse, o zaman o da tavuk yesin."
19.Lem’a-Syf:145 - Bediüzzaman Said Nursi
1941
Hazırlayan: Ekrem Uçar
'Meselâ bahar mevsiminde cennet hurileri tarzında bütün ağaçları sündüs misal libaslar ile giydirip,çiçek ve meyvelerin murassaatıyla süslendirip hizmetkâr ederek, onların latif elleri olan dalları ile, çeşit çeşit en tatlı, en musanna' meyveleri bize takdim etmek..'
Sözler - Bediüzzaman Said Nursi
2041
Hazırlayan: Ekrem Uçar
"İman tevhidi, tevhit teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise saadet-i dareyni iktiza eder."
(Sözler-23.Söz, 2.Mebhas,3.Nokta) - Bediüzzaman Said Nursi
2141
Hazırlayan: Ekrem Uçar
'Bir dane sıdk yakar milyonlarla yalanı. Bir dane-i hakikat, yıkar kasr-i hayali'.
Sözler - Bediüzzaman Said Nursi
2241
Hazırlayan: Ekrem Uçar
'Çünkü zerre gibi bir camit, arı gibi küçük bir hayvan, Kitab-i Mübin'in mühim ve ince meseleleri olan nizam ve mizanı bilmez'
Lem'alar - Bediüzzaman Said Nursi
2341
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Bir zaman, dünyaca sehâvetle meşhur Hâtem-i Tâî, mühim bir ziyafet veriyor. Misafirlerine gayet fazla hediyeler verdiği vakit, çölde gezmeye çıkıyor. Bakar ki, bir ihtiyar fakir adam, bir yük dikenli çalı ve gevenleri beline yüklemiş, cesedine batıyor, kanatıyor. Hâtem ona dedi:
"Hâtem-i Tâî, hediyelerle beraber mühim bir ziyafet veriyor. Sen de oraya git; beş kuruşluk çalı yüküne bedel beş yüz kuruş alırsın."
O muktesit ihtiyar demiş ki: "Ben bu dikenli yükümü izzetimle çekerim, kaldırırım; Hâtem-i Tâî’nin minnetini almam."
Sonra Hâtem-i Tâî’den sormuşlar: "Sen kendinden daha civanmert, aziz kimi bulmuşsun?"
Demiş: "İşte o sahrâda rast geldiğim o muktesit ihtiyarı benden daha aziz, daha yüksek, daha civanmert gördüm."
Lema’alar-19.Lem’a-Syf:147 - Bediüzzaman Said Nursi
2441
Hazırlayan: Ekrem Uçar
'Şu dar-ı dünya, meydan-ı imtihandır ve dar-ı hizmettir. Lezzet ve ücret ve mükafat yeri değildir.'
Lem'alar - Bediüzzaman Said Nursi
2541
Hazırlayan: Ekrem Uçar
'Ve güzellerin güzel yüzlerinde güzelliği yaratan, elbette o güzelliğe müştakları (aşıkları) da yaratır.'
Mesnevi-i Nuriye - Bediüzzaman Said Nursi
2641
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Âyinede saçıma baktıkça, beyaz kıllar bana diyorlar: "Dikkat et!" İşte o beyaz kılların ihtarıyla vaziyet tavazzuh etti. Baktım ki; çok güvendiğim ve ezvakına meftun olduğum gençlik elveda diyor ...”
Lemalar - 231 - Bediüzzaman Said Nursi
2741
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Baksana: Her bahar mevsiminde sath-ı arzda yaratılan enva-ı erzakı kim yaratıyor ve kimler için yaratıyor? Senin ağzına getirip sokacak değil ya! Yahu, eğlencelere, bahçelere gidip dallarda sallanan o güleç yüzlü leziz meyveleri koparıp yemek zahmet midir? Allah insaf versin! ”
Mektubat-Hakikat Çekirdekleri-13 - Bediüzzaman Said Nursi
2941
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Meşhurdur ki: Hilâl-i iyd’e bakarlardı. Kimse bir şey görmedi. İhtiyar bir zat yemin ederek “Hilâli gördüm.” dedi. Halbuki gördüğü hilâl değil, kirpiğinin takavvüs etmiş beyaz bir kılı idi. O kıl nerede? Kamer nerede?”
Mektubat - Hakikat Çekirdekleri - Bediüzzaman Said Nursi
3041
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Çünkü mâlâyaniyle (faydasız, manasız boş işler) iştigal, maksadı (iman ve Kur’an Hizmeti) geri bırakıyor.”
Mesnevi-i Nuriye - 14.Reşha - 303 - Bediüzzaman Said Nursi
3141
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Her adam için, heyet-i içtimaiyede görmek ve görünmek için mertebe denilen bir penceresi vardır. O pencere kamet-i kıymetinden yüksek ise, tekebbürle tetâvül edecek. Eğer kamet-i kıymetinden aşağı ise, tevazu ile takavvüs edecek ve eğilecek, tâ o seviyede görsün ve görünsün.İnsanda büyüklüğün mikyası küçüklüktür, yani tevazudur. Küçüklüğün mizanı büyüklüktür, yani tekebbürdür.”
"Ey şan ve şerefi, nam ve şöhreti isteyen adam! Gel, o dersi benden al. Şöhret ayn-ı riyâdır ve kalbi öldüren zehirli bir baldır. Ve insanı insanlara abd ve köle yapar..."
Mesnevi-i Nuriye, Katre’nin Zeyli - Bediüzzaman Said Nursi
3341
Hazırlayan: Ekrem Uçar
"Şöhret zalimedir. Şöhret bir müstebiddir; sahibine mal eder başkasının malını. Meşhur Hoca Nasreddin letaifi içinde, zekâtı, yani onda biri onundur asıl malı."
Sözler, Lemeat, Şöhret Zalimedir - Bediüzzaman Said Nursi
3441
Hazırlayan: Ekrem Uçar
"Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur?"
Sözler-10.Söz-Haşir Bahsi - Bediüzzaman Said Nursi
3541
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Meselâ küçücük incir çekirdeğinde koca incir ağacının programını derc etmek; ve bir harfte, meselâ kalb-i beşerde şu âlem-i kebîrin safahâtında tecellî ve ihâta eden bütün esmânın âsârını göstermek…”
Mesnevi-i Nuriye-10.Risale - Bediüzzaman Said Nursi
3741
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Namaz, dinin direğidir.” (Hadis)
Sözler, 4.Söz - Bediüzzaman Said Nursi
3841
Hazırlayan: Ekrem Uçar
'Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız! Bize gösterdiğin nümunelerin ve gölgelerin asıllarını, menbalarını göster. Ve bizi makarr-ı saltanatına celb et. Bizi bu çöllerde mahvettirme. Bizi huzuruna al. Bize merhamet et. Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir. Bizi zeval ve teb'îd ile tazib etme. Sana müştak ve müteşekkir şu muti raiyetini başıboş bırakıp idam etme.'
Sözler-10. Söz, 5.Suret - Bediüzzaman Said Nursi
3941
Hazırlayan: Ekrem Uçar"Kadınların saadet-i uhreviyesi gibi saadet-i dünyeviyeleri de ve fıtratlarındaki ulvî seciyeleri de, bozulmaktan kurtulmanın çare-i yegânesi, daire-i İslâmiyedeki terbiye-i diniyeden başka yoktur."Lem'alar, Yirmi Dördüncü Lem'a, İkinci Nükte - Bediüzzaman Said Nursi
4041
Hazırlayan: Ekrem Uçar
“Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelan-ı nümüv der: “Ben sümbülleneceğim, meyve vereceğim.” Doğru söyler. Yumurtada bir meyelan-ı hayat var. Der: “Piliç olacağım.” Biiznillah olur, doğru söyler.”
Mektubat, Hakikat Çekirdekleri, 15 - Bediüzzaman Said Nursi