Yaratılış Kongresi: "Kâinat Tesadüfün Değil, Sonsuz Bir İlim ve Kudretin Ürünüdür"

Türkiye ve yurtdışından 51 üniversiteden 150 bilim insanını Gaziantep'te buluşturan Uluslararası Yaratılış Kongresi, temasını fen ve sağlık bilimlerinden sosyal bilimlere, dini ilimlerden mühendislik ve sanat alanlarına uzanan geniş bir yelpazede ele aldı

Muhabbet Medya - Haber Merkezi

Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (GİBTÜ), Bilimler Işığında Yaratılış Derneği ve Gaziantep Şahinbey Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen IX. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi, 20–21 Kasım 2025 tarihlerinde Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde başarıyla gerçekleştirildi. İki gün süren bu önemli bilimsel etkinlik, yaratılış temasını fen ve sağlık bilimlerinden sosyal bilimlere, dini ilimlerden mühendislik ve sanat alanlarına uzanan geniş bir yelpazede ele aldı.

yaratilis-kongresi-1.jpeg

Yoğun ve Verimli Akademik Oturumlar

"Kur'an Kâinatı Okuyor" temasıyla başlayan kongre, farklı üniversitelerden akademisyenleri, araştırmacıları ve alan uzmanlarını bir araya getirdi. Kongre Başkanı Prof. Dr. Osman Bilgin, GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir ve Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu'nun açılış konuşmalarıyla başlayan program, yoğun bilimsel oturumlarla devam etti.

yaratilis-kongresi-4.jpeg

İlk gün oturumlarında sunum yapan akademisyenler ve konu başlıkları ise şöyleydi:

  • Prof. Dr. Nasrullah Hacı Müftüoğlu – “Hz. Âdem – Hz. Havva’nın Yaratılışı ve Mükellefiyet Eşitliği”,
  • Doç. Dr. Kasım Takım – “Boşlukların Teorisi”,
  • Prof. Dr. Ali Osman Beldüz – “Veri, Yorum ve Gerçek: Genetik Benzerliği Nasıl Okuyoruz?”
  • Prof. Dr. Şener Dilek – “Uzaylı Ziyaretçilerin Bakış Açısı ve Düşündürdükleri”,
  • Doç. Dr. Ahmet Kavlak – “Fen ve Sosyal Bilimlerde İspat Usulü”,
  • Prof. Dr. Abdulhak Halim Ulaş – “Çocuklara Yaratılış Hakikatini Anlatmada Animasyon ve 5D Yöntemi”,
  • Prof. Dr. Nevzat Tarhan – “Süperdeterminizm ve Yaratılış”

Disiplinler Arası Tartışma Ortamı

Kongrenin ikinci gününde ise Ders Müfredatlarının Kritiği ve Yaratılış, Evrim Görüşünün Kritiği, Sosyal Bilimler Işığında Yaratılış ve Darwincilik gibi alt başlıklar altında çok sayıda akademisyen bildirilerini sundu.

Canlılığın kökeninden genetik yapılara, ekolojik sistemlerden dini perspektiflere kadar uzanan disiplinler arası bilimsel tartışmalar, kongrenin akademik niteliğini pekiştirdi ve katılımcılara zengin bir akademik platform sundu. Tüm oturumlarda, yaratılışın bilimsel, biyolojik, teolojik, estetik, sosyolojik ve eğitimsel boyutları ayrıntılı bir biçimde değerlendirildi.

GİBTÜ, kongreye katkı sağlayan tüm katılımcılara ve kurum temsilcilerine teşekkür ederek, bilimsel üretimi destekleyen yeni organizasyonlarda tekrar buluşma temennisinde bulundu.

Kongrede konuşulan dikkat çekici bazı konu başlıkları ise şunlar oldu:

  • Ders Müfredatlarının Kritiği ve Yaratılış,
  • Dini İlimler Işığında Yaratılış,
  • Fen ve Sağlık Bilimleri Işığında Yaratılış,
  • Sosyal Bilimler Işığında Yaratılış ve Darwincilik,
  • Sanat, Mimarlık ve Mühendislik Bilimleri Işığında Yaratılış,
  • Evrim Görüşünün Kritiği

yaratilis-kongresi-0.jpeg

Kongre Sonuç Bildirgesi: "Kâinat Tesadüfün Değil, Sonsuz Bir İlim ve Kudretin Ürünüdür"

İki gün süren yoğun akademik oturumların ardından, kongrenin son bölümünde IX. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi Sonuç Bildirgesi kamuoyu ile paylaşıldı. Türkiye ve yurt dışından 51 üniversiteden 150 bilim insanını bir araya getiren kongre, insan ve kâinatın anlamını bütüncül manada yeniden detaylarıyla düşünmek için güçlü bir zemin oluşturduğu vurgulandı. Bildirgenin en çarpıcı sonucu, genetikten kozmolojiye, istatistikten sosyal bilimlere kadar farklı disiplinlerde sunulan bulgularla; kâinatın, tesadüf ve gelişigüzelliğin değil; sonsuz bir ilim, irade ve kudretin ürünü olduğu teyit edildi.

Bildirgede öne çıkan diğer kritik tespitler ise, bilim ve vahyin birbirini tamamlayıcı rolüne odaklandı: "Bilim, varlığın nasıl işlediğini; vahiy, varlığın neden var olduğunu açıklar." görüşü ile anlamı dışlayan bilimin amacını kaybedeceği belirtildi. Ayrıca, Evrim tartışmalarındaki kavram karmaşasının giderilmesi gerekliliği vurgulanarak, “Evrim”in bilimsel delille ispatlanamayan felsefi bir iddia olduğu, bilimsel değişimin ise gerçek olduğu sonucuna varıldı. İnsan biyolojisinin, bilincinin ve ruh dünyasının açıklanamaz derinliği ise yaratılışın en güçlü delillerinden biri olarak kaydedildi. Sonuç olarak, eğitim sisteminde yaratılış odaklı bütüncül bir bilim dilinin zorunlu hale geldiği ve yaratılış bilincinin bilimsel üretimin geleceği için bir yön pusulası olduğu tavsiye edildi.

Kongre tarafından yayımlanan sonuç bildirgesi ise şöyle:

yaratilis-kongresi-2.jpeg

IX. ULUSLARARASI BİLİMLER IŞIĞINDA YARATILIŞ KONGRESİ
“Kur’an Kâinatı Okuyor”

SONUÇ BİLDİRGESİ
Gaziantep, 20–21 Kasım 2025

Bilimler Işığında Yaratılış Derneği koordinasyonunda, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Şahinbey Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen IX. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi, Türkiye’nin dört bir yanından ve yurt dışından katılan 51 üniversiteden 150 bilim insanını bir araya getirmiştir.

Fen bilimlerinden sosyal bilimlere, tıptan mühendisliğe, psikolojiden ilahiyata kadar geniş bir yelpazede yürütülen oturumlar, insan ve kâinatın anlamını bütüncül manada yeniden detaylarıyla düşünmek açısından güçlü bir zemin oluşturmuştur. Kongrede sunulan tebliğler, Kur’an’ın kâinata anlam kazandıran mesajları ile bilimlerin ortaya koyduğu düzen, ölçü, oran, matematik, yasalar arasında hayrete düşürecek düzeyde son derece uyumlu bir ahengin bulunduğunu göstermiştir.

Kâinatın işleyişini inceleyen bilimler ile kâinatın sırlarını okuyan ve bildiren vahyin aynı hakikatin iki yüzü olduğunu ortaya koyan bu kongrede, aşağıdaki sonuç bildirgesi kamuoyu ile paylaşılmıştır:

1.Kâinat, tesadüf ve gelişigüzelliğin değil; sonsuz bir ilim, irade ve kudretin ürünüdür.

Genetik, embriyoloji, kozmoloji, kimya, biyokimya, istatistik, fizik ve sosyal bilimler gibi farklı disiplinlere ait oturumlarda sunulan bulgularla; canlı ve cansız bütün varlıkların büyük bir ölçülülük, hikmet ve ince ayar içerisinde yaratıldığı ve dolayısıyla bütün bunların tesadüfle açıklanamayacağı anlaşılmıştır.

2. Yaratılış, bütün varlıkları kapsayan evrensel bir ilkedir.

Bir hücrenin iç düzeninden yıldızların hareketine, bitki birliklerinden insan ruhunun derinliklerine kadar her alanda gözlenen sistematik yapı; kâinatın başıboş olmadığını ve yaratılışın her an devam eden kesintisiz bir faaliyet olduğunu göstermektedir.

3.Bilim, varlığın nasıl işlediğini; vahiy, varlığın neden var olduğunu açıklar.

Kongre boyunca bilimsel yöntemlerin, gözleme dayalı araştırmaların ve disiplinler arası analizlerin ortaya koyduğu “nasıllar”, Kur’an’ın sunduğu “niçinlerle” bütünleştiğinde, insanın yerini ve sorumluluğunu anlaması mümkün hâle gelmektedir. Anlamı dışlayan bilim, amacını kaybeder.

4.Evrim tartışmalarında kavram karmaşası giderilmeli, kavramlar gerçek manalarıyla kullanılmalıdır.

Birçok kelime evrim yerine kullanılmaktadır. Oysaki bunların gerçek manaları aşağıdaki gibidir:

Tekamül, bütün canlıların embriyodan itibaren hayatları boyunca geçirdiği değişimlerin tamamıdır.

Tahavvül, hidrojen ve oksijenin bir araya gelerek su teşkil etmesi gibi bir halden başka bir hale geçmedir.

Varyasyon, varyete, ırk ve varyant gibi canlılardaki tür altı gruplarda görülen değişimlerdir.

Evrim olarak ifade edilen bu ve bunlar gibi birçok kavram esasında birer kanundur. Evrim yerine kullanılamaz. Evolüsyon karşılığı olarak kullanılan evrim ise bir canlı türünden bir başka türün meydana geldiğini iddia eden bir görüştür. Milattan önce 650 yılında insanın balıktan meydana geldiğini iddia eden Anaximander’den beri yaklaşık 2600 yıldır bu görüşü

ispatlayan herhangi bir bilimsel delil ortaya konulamamıştır. Kongre, bilimsel değişim olgusunun gerçek; tesadüfî tür üretimi söyleminin ise bilimsel değil, felsefî bir iddia olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

5.Kâinat madde ile sınırlı olmayan estetik bir bütünlük taşımaktadır.

İstatistikten optiğe, biyomekanikten kuantuma kadar sunulan çalışmalar; ölçü, oran, düzen ve hesap kavramlarının kâinatta sadece işlevsel değil, aynı zamanda estetik bir bütünlük taşıdığını göstermiştir. Bu estetik ve işlev birlikteliği, kâinatın salt madde olmadığını açık bir şekilde ilan etmektedir.

6.İnsan biyolojisinin, bilincinin ve ruh dünyasının açıklanamaz derinliği, yaratılışın en güçlü delillerindendir.

Embriyonik gelişim, bağışıklık sistemi, protein sentezi, beyin fonksiyonları, davranış bilimleri ve ruh sağlığı alanlarındaki bildiriler; insanın sıradan bir canlı değil, kâinatın anlamını okuyabilen eşsiz varlık olduğunu vurgulamıştır. İnsanı insan yapan özellikler, kör mekanizmalara sığdırılamaz.

7.Eğitim sisteminde yaratılış odaklı bütüncül bilim dili zorunlu hâle gelmiştir.

Kongrede sunulan müfredat analizleri; seküler bilim dilinin gençlerde anlam boşluğu oluşturduğunu, Kur’an’ın kâinatı okuyan yaklaşımıyla desteklenen bütüncül bilim dilinin ise öğrencilere hem entelektüel yön hem de ruhî denge kazandırdığını ortaya koymuştur. Yeni eğitim modelleri; “anlam, amaç ve değer” eksenine oturtulmalıdır.

8.Yaratılış bilinci, bilimsel üretimin ve insanlığın geleceği için bir yön pusulasıdır.

Kâinata bakan gözün ufku genişledikçe, hakikatin tablosu daha belirgin hâle gelmektedir. Kâinat bir kitap, Kur’an o kitabın anlamıdır. Bilim ise bu iki metni birlikte okuması gereken bir akıl yolcusudur.

Bu kongre, disiplinler arası iş birliğinin daha güçlü biçimde devam ettirilmesini, yeni araştırma projelerinin başlatılmasını, ulusal ve uluslararası düzeyde paneller ve çalıştaylar düzenlenmesini ve Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi’nin her yıl tekrarlanmasını oy birliğiyle tavsiye eder. Bu bildirge, IX. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi Düzenleme Kurulu adına ilan olunur.

www.muhabbetmedya.com

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

BİLİM Haberleri