Anne-babanın çocuk sevgisi Allah’ın verdiği güzel bir duygudur. Ancak bu duygu sadece bir duygu olarak kalırsa, çocuklara fazla fayda sağlamaz. Çocukları sevmenin bir duygusal boyutu, bir de davranış boyutu vardır. Davranış boyutu bulunmayan sevginin gerçek bir sevgi olduğunu söylenemez.
Çocuk sevgisinin davranış boyutunun birinci yönünü, çocukların maddi ihtiyaçlarının giderilmesi oluşturur. İkinci yönünü ise manevi ihtiyaçlarının giderilmesi oluşturur. Çocuklarını yedirmeye, içirmeye, gezdirmeye çok önem veren, ama manevi yönden onların gelişmesine katkı sağlamayan aileler, çocuklarına karşı olan sevgi ve şefkatlerini doğru bir şekilde kullanmamış olurlar.
Çocuklar küçük yaştan itibaren manevi eğitime tabi tutulmadığı takdirde, büyüyünce onların manevi olarak kendilerini geliştirmeleri ya da eğitilmeleri çok zor olmaktadır. Peygamberimizin (s. a. v.) bir hadislerinde bilindiği gibi, anne babanın çocuklarının çobanı olduğu, onların her türlü davranışlarından sorumlu olduğu hatırlandığında, çocukların manevi eğitiminin ailenin en önemli görevlerinden birisi olduğu anlaşılır. Bu yüzden peygamberimiz (s. a. v) “Hiçbir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha hayırlı bir mîras bırakmamıştır. ” (Tirmizî, Birr, 33) buyurmaktadır. Buna göre çocuklara Allah inancı öğretildikten sonra verilmesi gereken en önemli eğitim dinimizin öğrettiği güzel ahlak ilkeleridir. Bu güzel ahlak ilkelerini de sadece soyut olarak değil, örnek davranışlarla destekleyerek vermek gerekir.
Nitekim bir başka hadislerinde peygamberimiz s. a. v., “Her doğan çocuk, İslâm fıtratı üzere (temiz ve günahsız olarak, tevhîde meyilli bir şekilde) doğar. Daha sonra anne babası onu (inançlarına göre) ya hristiyan, ya yahudî ya da mecûsî... yapar. ” (Buhârî, Cenâiz, 92) buyurur. Bu hadis, anne-babaya düşen manevi eğitim görevinin çok önemli olduğunu göstermektedir. Anne-babalar çocuğu islami inanç ve ahlak eğitiminden mahrum bırakırlarsa bunun manevi sorumluğundan kurtulmaları mümkün değildir. İnanç ve ahlak eğitiminden uzak bir şekilde yetiştirilen çocukların genellikle kendilerine de, ülkelerine de hayırlı dokunmaz.
Bu yüzden yapılması gereken manevi eğitimin üç önemli ayağı vardır: Birincisi sağlam bir Allah ve peygamber inancı ve sevgisi; ikincisi, başta namaz olmak üzere ibadet; üçüncüsü de ahlaki davranışlar… Onlara olan gerçek sevgi ve şefkat, onları manevi açıdan güzel bir şekilde yetiştirip dünyada ve ahirette mutlu olmalarını sağlamaya yardımcı olmaktır.
Acaba aileler olarak çocuklarımızı manevi bakımdan eğitmenin neresindeyiz?